Gelen son dakika haberine göre; Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde, Ekonomi Reformları Tanıtım Toplantısı’nda konuşuyor. Yeni dönemin dört temel üzerine oturtulacağını belirten Erdoğan bu maddelerin, yatırım, istihdam, üretim ve ihracat olacağını açıkladı. 850 bin esnafa vergi muafiyetinin getirileceğini açıklayan Erdoğan, ‘Elektronik defter uygulaması ile vergi kayıplarını ortadan kaldırıyoruz. Türkiye dijital vergi dairesi uygulamasını başlatıyoruz’ dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle;
Bugün anlamlı bir gün. Zira İstiklal Marşımızın kabulünün 100. yıl dönümünde aynı zamanda ekonomi reformları tanıtım toplantısını yapıyoruz. Bu da bizim ekonomik bağımsızlığımızın inşallah değişik bir yapısının açıklanmasına vesile olacak. Ekonomiyi yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyütme amacı bulunuyor. İhracatta yeni rekorlar kıran yerli ve milli ekonomi hedefliyoruz. Yeni yol haritasını milletimizle paylaşıyoruz.
Programın hazırlıkları sürecinde arkadaşlarımız taraflarla bir araya gelerek talep ve teklifleri dinledik. Sık sık ekibimle bir araya geldim. Değerlendirmeleri bu şekilde yaparak son şeklini verdik.
Bu süreci en başından bu yana takip ettik, nihai sonucunu vardık. Türkiye’nin bu üç kelimenin altını özellikle çiziyorum. Türkiye’nin istihsal mücadelesini istiklal ve istikbal mücadelesi kadar önemli görüyoruz. Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için gece gündüz çalışarak hedeflerimize ulaşacağız. Üretimde verimlilik artışı sağlayarak potansiyel büyümemizi arttıracağız. Yakın tarihe baktığımızda ülkelerin ekonomilerinin siyasi istikrarsızlık ve güven ikliminin bozulmasından etkilendiğini görüyoruz. Biz de 2002 yılında ülkenin yönetimini devraldığımızdan beri Türkiye’yi istikrar ve güven esasında güçlendirmeyi hedefliyoruz.
“TÜRKİYE BÖLGESEL NİCE KRİZLERE RAĞMEN GÜCÜNÜ KORUYOR”
Tek başımıza iktidarında bulunduğumuz hükümetlerimizde sıkıntıyı gördüğümüz için tetikte olduk. Ülkemizi 2023 hedeflerinin rotasında tutmayı başardık. Ülkemizin yönetim sistemini değiştirme talebimizin sebebi eski yönetim sisteminin kırılganlıklarını yakından görmüş olmamızdır. Cumhur İttifakı’yla Türkiye’yi bu kırılgan siyasi iklimden kurtardık. Bundan sonra hiçbir odak millete rağmen devleti ve toplumu yönetme hevesine kapılamayacaktır. Türkiye bölgesel nice krizlere rağmen gücünü koruyor. Yeni yönetim sistemimizin gerektiğinde geliştirilmek suretiyle asırlar boyunca güven ikliminin teminatı olacağına inanıyoruz.
Yeni ve sivil anayasa ile birlikte bu yönde ihtiyaç duyulan bazı adımları atacağız. Koronavirüs salgını 18 yılda ülkemizde kurduğumuz güçlü altyapının hem de yönetim sistemimizin adeta sınamasına dönüşmüştür. Her alanda bu sınamayı başarıyla verdik. Elbette sıkıntılar yaşadık, yaşıyoruz. Ama üstesinden gelinmeyecek sıkıntılar değildir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere baktığımızda Türkiye’nin bu kriz sürecinde olumlu yönde nasıl ayrıştığını görebiliyoruz.
“DEVLETİMİZİN TÜM İMKANLARINI SEFERBER ETTİK”
2020 yılında dünya ekonomisi yüzde 3.5 küçüldü. Küresel ticaret yüzde 10’a yakın daraldı. Uluslararası yatırımlar yüzde 42 azaldı. Küresel borç toplamı 282 trilyon dolara ulaşarak tarihin en yüksek seviyesini gördü. Gıda fiyatları son 6.5 yılın, metal fiyatları da 9.5 yılın rekorunu kırdı. Üstelik yapılan analizler 2023 yılına kadar dahi 85 yoksul ülkenin aşıya ulaşamayacağını gösteriyor. Dünyada bunlar yaşanırken Türkiye ne yaptı? Cevabımız gayet basitti. Öncelikle hiçbir vatandaşımızın mağdur olmaması için devletimizin tüm imkanlarını seferber ettik. Elimizdeki imkanlar kendi vatandaşlarımızla birlikte tüm dost ve kardeşlerimizle paylaştık.
Hiçbir insanımızı salgın karşısında çaresiz ve tek başına bırakmadık. Sosyal destek programlarının şartlarını genişleterek ihtiyaç sahibi herkesin yanında olduk. Salgının ortaya çıkardığı etkilere karşı güçlü bir direnç sergiledik. Proaktif, esnek ve etkili politikaları hayata geçirerek Türkiye’yi pek çok ülkeden olumlu yönde ayrıştırmayı başardık. 2020 yılında yüzde 1.8 oranında büyüdük. G20 ülkeleri arasında ekonomisini büyüten iki ülkeden biri olduk, Çin’in ardından ikinci sırada yer aldık.
Aldığımız önlemlerle birlikte ekonomisini büyüten nadir ülkelerden biri olmayı başardık. Yetkin insan kaynağımız en büyük avantajlarımızdır. Üzerine daha güçlü biçimde odaklanmamız gereken hususlar olduğunu biliyoruz.
İŞTE YENİ DÖNEM
Yeni dönem dört temel üzerine oluşturulacak… Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat
İlk reform alanımız risklere karşı daha güçlü bir maliye oluşturmak olacaktır. Risklere karşı daha güçlü bir kamu maliyesini sisteme alacağız. Mali disiplin en temel önceliğimizdir.
Kamu idarelerinde tasarruf anlayışını yaygınlaştırıyoruz. Taşıt alımı, kiralama, uygulamalarına sınırlandırma getiriyoruz.
Harcamadaki en temel hassasiyetimizden biri de sosyal yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasında adaletsizlik yaşanmamasıdır.
ESNAFA VERGİ MÜJDESİ
Esnaf kardeşlerime müjde vermek istiyorum.
Salgın döneminde esnafımızın ne derece zorlu mücadele ettiğini biliyoruz. Reform paketimizde dar gelirli küçük esnafımıza yönelik bir vergi muafiyeti de yer alıyor. 850 kişiyi vergi muafiyetinden muaf tutuyoruz, beyan yükümlülüklerini de kaldırıyoruz. Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.
Elektronik defter uygulaması ile vergi kayıplarını ortadan kaldırıyoruz. Türkiye dijital vergi dairesi uygulamasını başlatıyoruz.
Borç stokunun artmasını engelleyeceğiz.
Ağırlıklı olarak kendi paramızla borçlanacak, Türk Lirası cinsi senetleri kullanacağız
Kamuda israfın önüne geçilecek. Kamu ihalelerine katılacak firmaların liyakatını ihale öncesi kamuoyuyla paylaşıyoruz.
Hazine nakit yönetimini de daha güçlü hale getiriyoruz. Bunun için Hazine’nin kullanımı dışında kalan kurumların hesabını, Tek Hazine Kurumlar Hesabı Sisteminde toplayarak, nakit yönetiminde verimliliği sağlıyoruz. Ülkemizin risk primini düşürerek, borçlanma maliyetlerimizi aşağıya çekecek politikaları tahkim ediyoruz.
Kamu iktisadi teşebbüslerimizi reforma tabi tutuyoruz. Amacımız küresel şirketler çıkarmaktır. Yeni bir başarı hikayesi yazmakta kararlıyız.
Hedefimiz tek haneli enflasyon rakamlarına ulaşmaktır. Biz enflasyonu yüzde 30’larda düşürmüş bir yönetimiz.
Üzüntüyle belirtmek isterim ki ülkemizde 19 milyon ton gıda israfı var. Bu gidişata dur demek için harekete geçiyoruz. Tarla ve hallerde kalan taze sebze ve meyveyi piyasaya kazandıracağız. Dijital pazar sayesinde çiftçi pazar bulacak, tüketici tedarikte sorun yaşamayacak